En DadLu Grup Hepsi Fan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Sende Bizden Olmaya Ne Dersin...!
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 simdirim sistemiii

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gulçin-ji_kadris
SüFer MoD...
SüFer MoD...
gulçin-ji_kadris


Kadın
Mesaj Sayısı : 275
Yaş : 28
Adın ne AbLacımm..=) : kadriye
Kaça Giosunnn : eylence çılgınliq
Lakapp Nee : kadrıs kadiş kadişcım (yani anlaşilan her genlen bir isim takiyo:))
Hangi Takım : simdirim sistemiii 3cfc6cbe9b5f994873e98f5xn6
Durum..? : simdirim sistemiii Agliyo10ks1
Hangi Hepsi KıSı? : simdirim sistemiii 8831
Kayıt tarihi : 18/11/08

simdirim sistemiii Empty
MesajKonu: simdirim sistemiii   simdirim sistemiii Icon_minitimePtsi Ara. 08, 2008 5:46 pm

Sindirim Sistemimiz ve Sindirim Sistemi Sağlığımız

Besin maddelerinin içeriklerine göre karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, su ve mineraller olarak gruplandırıldığını biliyoruz. Besin içerikleri büyük moleküllerdir. Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere parçalanması gerekir. Yediğimiz besinler hücrelerimize geçebilecek duruma sindirim işlemi sonucunda gelir.

Sindirim büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere dönüştürülmesidir. Öyleyse vücudumuzda sindirim nasıl Gerçekleşir? Besinlerin hücrelerimiz tarafından kullanılabilecek kadar küçük parçalar bölerek kana geçişini sağlamak sindirim sisteminin görevidir.
Sindirim çiğnemeyle başlar. Besinlerin çiğneme ve kas hareketleriyle küçük parçalara ayrılması mekanik sindirimdir. Besinlerin enzim adı verilen bazı salgılar yardımıyla parçalanmasına ise kimyasal sindirim denir.



Sindirim: Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir.
Büyük moleküllü besin maddeleri:

Karbonhidratlar ------------------>Glikoz
Proteinler ------------------>Amino asit
Yağlar ------------------>Yağ asidi+ gliserol (gliserin)
Şeklindeki küçük moleküller haline gelerek kana geçerler.


Sindirim faaliyetleri iki çeşittir: Mekanik sindirim ve Kimyasal sindirim

1) Mekanik Sindirim: Besinlerin sindirim enzimleri kullanılmadan, yalnızca fiziksel olarak – dil, diş, mide, bağırsak hareketleri sayesinde- parçalanıp, küçük parçacıklar haline getirilmesidir. Yani besinlerin kesilmesi, parçalanması, mide ve bağırsaklarda salgılanan sular sayesinde boza kıvamına getirilmesidir.
2) Kimyasal Sindirim: Parçalanmış ve sulandırılmış besinlerin enzimler yardımıyla ( tükürük, mide ve bağırsak öz suları, pankreas ve karaciğer salgılarıyla) kimyasal değişime uğrayıp, yapı taşlarına parçalanmasına denir. Kimyasal sindirimde mutlaka enzim ve su kullanılır.

Kimyasal Sindirimin Özeti



Salgılanan Yer Sindirdiği Sindirim Sıvısı Besinler
Tükürük Bezleri Tükürük Karbonhidratlar
Mide Mide öz suyu Proteinler
Karaciğer Öd (safra) Yağlar
Pankreas Pankreas öz suyu Karbonhidratlar ,Yağlar ,Proteinler
İnce bağırsak Bağırsak öz suyu Karbonhidratlar Proteinler



Önemli NOT:



*Kimyasal sindirimde enzimlerin besin içerikleri küçük moleküllere parçalanmaktadır. Besin içeriklerinin her biri sindirim sırasında küçük moleküllere parçalanır.

*Beslenme: Hücrelerin canlılığını koruması ,yeni bileşikler sentezlemesi enerji kaynağı olarak kullanması için dışardan karbonhidrat , yağ , vitamin su ve minerallerin alınması olayıdır.

*Bir hücreliler , süngerler vb basit yapılı hücrelerin içindeki besinler kofullarında sindirilir.

*Yutma:besinlerin ağızdan mideye ulaşması olayıdır. Yutma sırasında soluk borusuna besin kaçmasını önlemek için anlık olarak solunum durur.







Sindirim Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar









Ağız: Besinlerin mekanik sindirimi çiğneme ile gerçekleşir. Karbonhidratların kimyasal sindirimi ise tükürük içerisinde bulunan enzimler sayesinde başlar.

Yanaklar, dudaklar, küçük dil ve damak tarafından çevrilmiş boşluktur. Ağızda dişler, dil ve tükürük bezleri bulunur.












a)Dişler: Dişler besinleri parçalayıp öğüterek mekanik sindirimi başlatır. Yetişkin bir insanda 32 tane diş bulunur. Bir dişe dıştan bakıldığında taç, boyun, kök olmak üzere üç kısım vardır.
Taç: Dişin dıştan görünen, beyaz kısmıdır. Mine ve dentin tabakaları buradadır.
Boyun: Taç ile kök arasındaki, diş etlerinin sarıldığı kısımdır.
Kök: Dişin çene kemiğine yerleştiği kısımdır.
Not: Dentin (fildişi ) tabakasının içinde diş özü bulunur ve canlıdır. Mine tabakası, sıcak, soğuk ve sert şeylerden çatlar. Bu çatlağa yerleşen mikroplar dişin çürümesine yol açar. Çürük, diş özüne ulaşırsa ağrı yapar.
b) Dil: Ağızda lokmayı çeviren ve dişlere sevk eden kısımdır. Çizgili kastan yapılmış olup, üzerinde tad alma hücreleri vardır. Dil, aynı zamanda konuşma organımızdır.
c) Tükürük Bezleri: Tükürük bezleri yüz kasları arasına yerleşmiş, üzün salkımı şeklindeki bezeler olup, tükürük salgılar. Tükürük, çoğu sudan ibaret olan bir sıvıdır. İçerisinde mukus, amilaz (pityalin) enzimi ve madensel tuzlar bulunur.
Tükürük bezleri üç tanedir: 1- Kulak altı 2- Dil altı 3- Çene altı. Kulak altı bezlerinin iltihaplanması kabakulak hastalığıdır.










Yutak: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.Yutakta sindirim olmaz.

























Yemek Borusu: Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.Yemek borusunda sindirim gerçekleşmez.

























Mide: Besinlerin mekanik sindirimi, midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir. Böylece, besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin sindirimi midede başlar.

Mide, karın boşluğunun sol tarafında, diyaframın altında yer alan, çaydanlık biçiminde bir torbadır. Mide, üst taraftan mide ağzı (kardia kapakçığı ) ve alt taraftan mide kapısı (pilor kapağı) ile on iki parmak bağırsağına bağlanır.
Midenin yapısı üç tabakadır: en dışta zar (periton) , ortada kas, en içte ise mukoza tabakaları bulunur.
Midenin en içindeki mukoza tabakasında bulunan mukoza hücreleri, şekil değiştirerek mide bezlerini oluşturur. Mide bezleri önemlidir çünkü mide öz suyu salgılarlar.
Mide öz suyunda; hidroklorik asit (HCl), pepsin enzimi ve lap enzimleri bulunur.
*Hidroklorik asit hem diğer enzimlerin etkinliğini artırır, hem de besinlerle gelen mikropları öldürür. Midemiz bu asitten etkilenmez çünkü mukoza tabakasının ürettiği mukus mide çeperini korur. Aksi halde mide delinir ve ülser oluşur.
*Ayrıca mukus sayesinde ve mide kaslarının hareketi sayesinde mideye gelen besinler yumuşar. Bu da midede gerçekleşen mekanik sindirimdir.
*Proteinlerin kimyasal sindirimi ilk olarak midede gerçekleşir. Mide öz suyu, pepsin ve lap enzimleri sayesinde proteinler yapı taşlarına ayrılmaya başlar.
Midede sindirim besinlerin çeşidine göre 1- 4 saat sürer. Bu süre içinde mide alt kapısı pilor, ara ara açılarak besinlerin, ince bağırsağın on iki parmak bağırsağı kısmına aktarılması sağlanır.


İnce Bağırsak: Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. İnce bağırsağa gelen pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. B esinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesi olayına emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür.

İnce Bağırsak 7- 8 m. Uzunluğunda, 2–3 cm genişliğinde olup, mide kapısından sonra gelen kısımdır. Yapısı mide gibi üç katlıdır: En dışta periton ( zar), ortada kaslar, en içte bağırsak epiteli bulunur.
Onikiparmak bağırsağı: İnce bağırsağın mide ile birleşen ilk kısmına onikiparmak bağırsağı denir. ( ilk 20 -25 cm’lik
kısım) . Kıvrımlı bir yapıya sahiptir. İnce bağırsağın en önemli kısmıdır. Buraya karaciğerin safra salgısı (koledok kanalı ile) ve pankreasın sindirim enzimleri (virsung kanalı ile ) boşaltılır.
*Onikiparmak bağırsağında karbonhidrat, protein ve yağların sindirimi gerçekleşir. Yağların sindirimi, karaciğerden gelen safra salgısının etkisiyle ilk kez burada başlar. ( safra bir enzim değildir. Yağları yapı taşına ayırmaz, yağ damlacıklarına dönüştürür.)
Onikiparmak bağırsağından sonra gelen ince bağırsağın diğer kısımları kıvrımlar yaparak uzanır. İnce bağırsağın iç yüzeyinde salgı bezleri ile villus denilen ve sayıları 5 milyonu bulan tümürler vardır.
Salgı bezleri, karbonhidrat, protein ve yağların sindirimini sona erdirecek enzimler üretir. Kimyasal sindirim ince bağırsakta son bulur. Villuslar sayesinde ise emilim yüzeyi artmış olur ve sindirilmiş besinlerin emilimi kolaylaşır.

İnce Bağırsağının Görevi: Ağızda kısmen sindirilmiş karbonhidratlar ile midede kısmen sindirilmiş proteinlerin ve sindirimi henüz başlamamış olan yağların sindirimini gerçekleştirmek ve tamamlamaktır. Diğer görevi ise, villuslar sayesinde sindirilen besinlerin emilmesini ve böylece kana karışmasını sağlamaktır.

Böylece şimdiye kadar anlattığımız süreçte:
Proteinler -------------->amino asitlere
Karbonhidratlar -------------->glikoza
Yağlar -------------->yağ asidi ve gliserin ( gliserol) e dönüştürülmüş olur.
Su, mineraller ve vitaminler sindirime uğramazlar.


Kalın Bağırsak: Besinler içerisinde kalan su, kalın bağırsak tarafından emilir. Atık maddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir.



Kalın Bağırsak İnce bağırsaktan anüse kadar yaklaşık 6 cm çapında, 1,5 m uzunluğunda bir borudur. İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yerde kör bağırsak bulunur. Kör bağırsaktan çıkan parmak şeklindeki uzantıya apandis denir. Apandisin iltihaplanmasına ise apandisit denir. Kalın bağırsağın dışa açılan kısmına anüs denir.



Sindirilen Besinlerin Kana Geçmesi
Besin maddelerinin sindirimi tamamlandıktan sonra dolaşım sistemine aktarılmasına emilim denir. İki yolla olur:
1- Kılcal Kan Damarlarıyla: Glikoz (şeker) , amino asit, mineraller, suda çözünen vitaminler (B ve C ) ve su, villuslar tarafından emilerek, kılcal kan damarlarına geçer. Ve kan damarları aracılığıyla önce karaciğere taşınır. Karaciğerde zehirlerinden arındırılır. Protein – şeker oranı ayarlanır. Kandaki şeker dengesi sağlanır. Buradan kalbin sağ kulakçığına taşınır.
2- Lenf Yoluyla: Yağ asidi ve gliserin ve yağda çözünen vitaminler (A,D,E,K ), villuslardaki lenf damarlarıyla emilir. Lenf sistemine karışır. Bu yolla kalbin sağ kulakçığına taşınır.
Yağ asidi ve gliserin, lenf damarlarından geçerken üzerleri ince bir protein kılıfla kaplanarak yağ molekülü oluşturulur. Çünkü gliserin alkol özelliği taşır. Alkol, hücre zarını erittiğinden doğrudan kana karışması zararlıdır

tablolar çikmiyoo
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
hps-zynp
%100 Cemreji Admin
%100 Cemreji Admin
hps-zynp


Kadın
Mesaj Sayısı : 304
Yaş : 28
Adın ne AbLacımm..=) : zeynepp
Lakapp Nee : zeytin
Hangi Takım : simdirim sistemiii D1e2ee3fede4072d5e25570tr7
Durum..? : simdirim sistemiii Dans10at7
Hangi Hepsi KıSı? : simdirim sistemiii 8825
Kayıt tarihi : 17/11/08

simdirim sistemiii Empty
MesajKonu: Geri: simdirim sistemiii   simdirim sistemiii Icon_minitimePtsi Ara. 08, 2008 7:21 pm

saol cnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
simdirim sistemiii
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» simdirim sistemiii1

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
En DadLu Grup Hepsi Fan :: Serbest Kürsü :: OquL DerS Ödew-
Buraya geçin: